İş Arayanlar ile Boş Pozisyonları Nasıl Buluşturabiliriz?
Uzun zamandır iş hayatında olan herkes gibi, beni tanıyan, tanımayan pek çok kişiden çok sayıda özgeçmiş elime ulaşır. Fakat son zamanlarda iş fırsatları için bana ulaşmaya çalışan, özgeçmişini gönderen, arayıp soranların sayısında bir artış olduğunu fark ediyorum.
Özgeçmişlerin büyük çoğunluğu iyi eğitimli gençler.
Diğer yandan İnsan Kaynakları Bölümü’müz aradıkları pozisyonlara uygun aday bulamamaktan yakınıyor. Kimi pozisyonları doldurmamız gerçekten uzun zaman alabiliyor. Örneğin finansal raporlama ve iç denetim bölümünde bir arkadaşımızın aramıza katılması iki ayımızı alabiliyor. İnsan Kaynakları alanında bu süre daha da uzayabiliyor. Bilgi teknolojileri, özellikle ERP yetkinlikleri gerektiren pozisyonlar en fazla vaktimizi alanlardan…
Bir yandan iş arayan ve bulamayanlar, bir yanda doldurulmayı bekleyen pozisyonlar…
Ne yapmalı da, bu iki tarafı birbirine daha fazla yaklaştırmalı diye düşünmeden edemiyorum.
Sanıyorum adaylara verebileceğim en değerli tavsiye kariyerlerinde tutarlı bir çizgi izlemeleri olur. Tutarlılık, adaylarda ilk aranan özelliklerden. Diğer bir önemli konu da adayların konulardaki deneyim, bilgi ve yetkinliklerinin derinliği oluyor. Sadece üniversite mezuniyeti tek başına yeterli değil.
Gençler öğrencilik dönemlerini mümkün olduğunca dolu dolu geçirmeli. Staj, part time çalışma, öğrenci değişim programları gibi fırsatları kaçırmadan, mümkün olduğunda kongrelere, seminerlere katılarak ufuklarını genişletmeli.
Profesyoneller ilgili oldukları alanda kendilerini sürekli geliştirerek, derinlemesine bilgi sahibi olmalı. Şirketlerden bağımsız çalışma hayatı artık global.Teknoloji kullanımı, yabancı dil yetkinlikleri her seviyede, her şirkette, her pozisyonda olmazsa olmaz. Okuldan hemen sonra değil ama çalışma hayatında belli bir deneyim sonrası MBA, yüksek lisans ya da çeşitli sertifika programlarıyla eğitimlerine devam edebilirler.
Henüz üniversite eğitimine karar vermemiş gençlerimize ise herhangi bir alan seçmeden önce kendilerini çok iyi tanımalarını ve güçlü yanlarına yatırım yapmalarını söylemek isterim.
Kişisel gelişimin mesleki konularla sınırlı olmadığının altını çizmeliyim. Dünyada ve ülkemizde olan bitenlere ilgi göstererek, okuyarak, spor yaparak, olumlu bir tutumla dünyaya bakarak, meslek örgütlerinde aktif görevler alarak, topluma katkı sağlayan sosyal sorumluluk projelerinde yer alıp, gönüllü çalışmalara destek vererek hem kendimizi, hem ilişkilerimizi hem de fırsatları çoğalttığımıza inanıyorum.
